Geriye dönüp baktığımızda, “2020 yılında Koronavirüs adında bir virüsün hayatımızın bir parçası haline geleceğini” söyleseler inanmazdık. Ta ki başımıza gelene kadar. İlk vaka ortaya çıktığında, gerçek olup olmadığı tartışması başladı ve virüsün olabileceğine inanmadıkları için kurallara uymayanlar da oldu. Yaklaşık bir senedir Dünya gündeminde ilk sırasını koruyan Koronavirüs, kendini bize kabul ettirerek, hayatımızın merkezine gelip yerleşti.
Bilim insanlarının, doktorların, sağlık çalışanlarının günlerce, haftalarca hatta aylarca hastanede mesai yaparak vaka sayılarının önüne geçmeye çalışmaları, yeni bir savaşı başlattı. Bulaştığı kişide belirtilerinin neler olduğu tespit edilmeye çalışılan virüsün, gribe benzetildiği yönünde açıklamalar yapıldı ve belirtiler ortaya konuldu. Hemen aşı çalışmalarına başlanan Koronavirüs’ün, aşı bulunana kadar hijyen ürünleri ile tedbirler alarak önüne geçilmeye çalışıldı hala da çalışıyor.
Bunun üzerine ilaç firmaları, kimya fabrikaları tarafından korunmaya yönelik çeşitli hijyen ürünleri ortaya konuldu. Dezenfektan, sıvı dezenfektan, kolonyalı mendil, derecesi yüksek kolonyalar ve benzeri birçok ürün üretimi arttı.
Grip ve Nezle ile Karıştırılan Koronavirüs’ün Belirtileri
Solunum yolu ile bulaşan Koronavirüs’ün, grip ile karıştırıldığı ortaya konulurken, belirtileri yönü ile birbirine benzeyen grip ve Koronavirüs, kişinin aklında şu soruyu oluşturuyor?
-Grip miyim yoksa Koronavirüs müyüm?
Burundan yapılan sürüntü testi (PCR) nedeni ile insanlar Koronavirüs olsa bile kendine grip tanısı koyarak, hastanelere gitmemeye başladı. Sosyal medyada ve farklı mecralardan oluşturulan algı yüzüne, insanlar PCR testinden korksalar da, Koronavirüs’ün ciddi sağlık sorunlarına yol açtığı belirlendi. Daha sonra bireyler dönülmez yollara girmektense, hızlı ve doğru sonuç veren sürüntü testini yaptırmayı kabul etti..
Belirtileri birbirine benzeyen üç hastalık, bu dönemde çok karıştırılmaktadır. Nezle, grip ve Koronavirüs belirtileri ise aşağıdaki gibidir:
Koronavirüs’te aynı nezle ve grip belirtileri ile başlar. Covid-19 insanları farklı şekilde etkilemektedir. Enfekte kişilerin çoğu, hafif ila orta düzeyde semptomlar göstermekte ve hastaneye kaldırılmadan iyileşmektedir. Semptomlar ise en yaygın semptomlar ve daha seyrek görülen semptomlar olarak iki şekilde görülmektedir.
Sık Görülen Semptomlar:
Daha seyrek görülen semptomlar
Nezle ve grip sadece üst solunum yollarını etkilemekte iken Koronavirüs’ün akciğere iniyor olması unutulmamalı. Hal böyle olunca kronik rahatsızlıklara yol açabilir. Bu yüzden bazı hastalar Koronavirüs’ü kolay atlatabilirken bazıları ise hastanede kontrol altına alınabilir. Genellikle bağışıklık sistemi zayıf olan ileri yaştaki kişilerde bu durum ile karşılaşılması daha yüksektir.
Not: Öksüren veya hapşıran insanlara Koronavirüs gözüyle bakmak doğru değildir. Bunun için laboratuvar testleri gereklidir.
Koronavirüs Nasıl Yayılır?
Yayılmasını önlemek için maske, eldiven takıp, çantamızda sıvı dezenfektan taşıyarak tedbirler alsak bile bazen bu önlemler yetersiz gelebilir.
Covid-19’a neden olan virüs, genellikle enfekte olan kişinin öksürmesi, hapşırması sonucu oluşan damlacıklar yoluyla bulaşır. Bu damlacıklar havada asılı kalamaz, yere ya da yüzeylere düşer.
Covid-19 geçiren enfekte birinin yakınındayken virüsü solursanız veya virüsün oluştuğu bir yüzeye dokunduktan sonra burnunuza, ağzınıza, gözlerinize dokunursanız enfekte olabilirsiniz. Bu da kaçınılmaz bir sonla karşı karşıya kaldığınızı gösterir. Korku yaymaya devam eden Koronavirüs kısaca tüm dünyayı etkisi altına aldı ve almaya devam ediyor.
Yani virüs küçük ama etkisi büyük, insanlık için ise son derece korkutucu. Fakat Koronavirüs alacağımız önlemlerden daha etkili değildir. Tek yapmamız gereken mesafemizi korumak, temizlik ve hijyen...
Evet Koronavirüs’e yakalanmamak ve enfekte olmamak için son dönemlerde sıkça duyduğumuz kelimeler ‘temizlik ve hijyen’ Covid-19’un adını duyurmasıyla hayatımızda ‘hijyen’ kelimesi son derece önemli hale geldi hatta "titizlik" derecesine ulaşacak şekilde önlemler alınmaya başlandı.
Koronavirüs’ ten Nasıl Korunabiliriz?
Maske Takın: Koronavirüs ile savaştığımız bu dönemde, çocukların dışarıda olması pek uygun değildir. Ama çıkmak durumunda kalındığında ise 2 yaş ve üstünün mutlaka maske takması gereklidir.
-Maskeyi takmadan önce ellerinizin temiz olması gereklidir.
-Maskeyi kolunuza değil, ağzınıza ve burnunuza takıp, çenenize sabitlemelisiniz.
-Virüs havadan bile bulaşabileceği için maske burnunuza kadar çekili halde olmalıdır.
-Maskenizin yüzünüze tam oturması için burun üstü telli maskeler tercih edebilirsiniz.
Kalabalıktan Kaçının: Gün içerisinde kalabalık ortamlara girmemeye, insanlar ile aranızda 6 fit uzaklıkta durmaya çalışın. Virüsün kalabalık ortamlarda, solunum yoluyla bulaşma oranı yüksek olduğu için temasta olmamaya dikkat etmelisiniz.
Ellerinizi Sık Sık Yıkayın: Cansız yüzeylerde bile varlığını koruyan virüsten korunmak için gün içerisinde dokunduğunuz yerlerden sonra ellerinizi en az 20 saniye su ve sabun ile yıkayın.
-Ellerinizi dezenfektanlar ile de dezenfekte edebilirsiniz fakat yıkamak daha etkili olacaktır.
-Yemek hazırlamadan ve yemeden önce yedikten sonra
-Yüzünüzle temas ettirmeden önce
-Tuvalete girmeden önce ve çıktıktan sonra
-Burnunuzu sildikten ve öksürdükten sonra
-Halka açık alanlarda bulunduktan sonra
-Hayvanlara dokunduktan sonra mutlaka ama mutlaka ellerinizi yıkmaya özen gösterin. Bulunduğunuz ortamda su ve sabun bulamadıysanız, en az yüzde 60 alkol içeren sıvı el dezenfektanları ile ellerinizde koruma sağlayın.
-Temizleyin, Dezenfeksiyon Sağlayın: Evde, çalışma ortamınızda dokunabileceğiniz her yeri dokunmadan önce dezenfekte etmelisiniz. Sıkça kullandığınız yüzeyleri günlük olarak temizleyin. Bu yüzeyler; kapı kolları, masalar, teknolojik aletler, tezgah, musluk, prizler… ve benzeri birçok ortak kullanım alanı.
Peki, bu virüsten korunmak için diğer bulaşıcı hastalıklardan farklı olarak ne yapmalıyız?
Tüm bulaşıcı hastalıklarda olduğu gibi Koronavirüs ile karşı karşıya kaldığımız bu dönemde de bahsettiğimiz gibi en büyük önceliğimiz "hijyen". Kişisel temizliğimize ve yaşadığımız alanlardaki hijyenimize azami özen göstermeliyiz.
Kendimizi ve çevremizi korumanın en önemli yolu kişisel bakımımıza özen göstermektir. Elleri yıkamak ise bu özenin temelini oluşturuyor. El hijyenini sağlamak ve elleri sık sık yıkamak ilk günden beri vurgulanıyor. Elleri en az 20 saniye yıkamalı ve ovuşturmalı. Bu işlemi sık sık tekrarlamalıyız. Su ve sabunun olmadığı yerlerde ise alkol bazlı, sıvı dezenfektan gibi temizleyiciler kullanılmalıdır.
Covid-19 ortaya çıktığı andan itibaren alkol bazlı temizleyiciler gündemde yerini almaya başladı ve hâlâ da devam etmekte. Bu noktada hayatımızın en önemli parçası haline gelmiştir. Alkol bazlı temizleyicilerin en başında ise dezenfektanlar yer almaktadır. Dezenfektanlar kendi aralarında jel, sıvı, sprey olarak ayrılmaktadır.
Dezenfektan Nerede Kullanılır?
Son dönemlerde insanların elinde, çantasında ve özellikle evlerinde yoğun bir biçimde gördüğümüz, temizlik ve hijyen açısından tabiri caizse insanların can dostu durumuna gelen dezenfektanlar hayat kurtarıcı durumundadır.
Toplu olarak bulunan ortamlarda her türlü bakteri ve mikroptan korunmak için kullanılır. Bakteri ve mikrop oluşumuna engel olur ve hastalığın kişiden kişiye bulaşmasının önüne geçer. Kış aylarında dezenfektan sayesinde hastalık ve salgınları tamamen yok edemesek bile engelleyebiliriz.
Dezenfektan Özellikleri
Dezenfektan çeşitlerine baktığımızda hangisinin kullanımının doğru olacağını konusunda düşünebilirsiniz. Açıklık getirelim yurtdışında yapılan ankete göre; en sık ve en güvenli kullanılan alkol bazlı sıvı el dezenfektanlarıdır.
Sıvı El Dezenfektanları Kaç Derece Alkol İçerirse Etkili Olur?
Koronavirüs ve diğer virüsler etrafında bulunan yağ moleküllerinden oluşan zar, virüslerin genetiğini koruduğu için dezenfektan ve kolonyalar içerisinde bulundurduğu alkol sayesinde, virüsleri etkisiz hale getirmektedir. Bu yüzden dezenfektan ve kolonya, sabundan sonra ikinci planda bulunan etkili hijyen ürünüdür.
Dezenfektan seçiminde öncelik her ne kadar kokusu olsa da, dezenfektanı koklamanın sağlığa zararlı olduğunu bilmelisiniz. Önemli olan ise markası ve içerisinde bulunan alkol derecesidir. El dezenfektanları, alkollü ve alkolsüz olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Alkolsüz dezenfektanlar yeteri kadar hijyen sağlayamadığı için alkollü dezenfektanlar ön plana çıkmaktadır.
Alkol bazlı el dezenfektanları çok kısa sürede buharlaştığı için 2 ila 5 saniye içerisinde mikroorganizmaların çoğunu öldürür. Bu nedenle antiseptiklerin içeriğinde yüzde 65 ile yüzde 90 oranında alkol olanını almak, virüsleri yok etme noktasında doğru bir seçenek olacaktır. Güvenilir, ekonomik bir antiseptik bulamıyorsanız, ikinci seçenek olarak 80 derecelik kolonya tercih edebilirsiniz. Fakat kolonyanın kapağı uzun süre açık bırakılırsa, alkolün uçmasına ve etkili olmayacağını belirtelim. Aynı şekilde dezenfektan kullanımında da bu durum geçerlidir.
Sıvı El Dezenfektanları Nasıl Kullanılmalı?
Dezenfektan ve kolonyanın alkol oranlarının yüksek olması gerektiğini ve etkili olacağını yukarıda belirttik. Şimdi asıl soru dezenfektan ve kolonyayı nasıl kullanmalıyız ki etkisini göstersin?
-Cevap: Kullandığınız antiseptiklerin elinize dağılmaması, donuk kalması, virüsü öldürmez aksine virüsü elinize hapseder. Bu yüzden antiseptiklerin sıvı olanını almaya özen göstermeye çalışın. Bunları çok sık şekilde kullanmak doğru olmayacağı gibi ellerinizi de tahriş edecektir. Ancak cildinize yüksek konsantrasyonlarda alkol sürmek pekiyi bir şey değildir. Alkol, cildinizdeki koruyucu yağ tabakasını bozarak cildinizi hızla kurutabilir. Bu yüzden el dezenfektanları bu kurutmaya karşı koymak için bir nemlendirici içermelidir. Dezenfektan seçiminde iyi araştırmalar yapmalısınız. Dezenfektan ve kolonyayı kullanım şartlarına göre uygulamanız sizi deri rahatsızlıklarından koruyacaktır.
Etkili olması için avuç içini doldurmalı parmak aralarında bileği de içine alacak şekilde yayarak 20 saniye kadar ovalanmalıdır. Çok kısa sürede buharlaşabilme özelliği ve 2 saniye içerisinde de bakterileri ve virüsleri öldürme özelliği olduğu için hızla el üzerinde yayılması gerekir.
Ellerimizi en doğru ve sağlıklı şekilde sabunla yıkayarak koruyabiliriz. Lakin su ve sabunu her zaman bulamayacağımız için sıvı el dezenfektanı ile ellerimizi dezenfekte edebiliriz. Tabii bu durum ellerimizi yıkamayacağımız anlamına gelmiyor. Kullanacağımız sıvı dezenfektanlar yüksek koruma sağlamaktadır fakat su ve sabuna erişildiğinde muhakkak ellerimizi yıkamayı ihmal etmemeliyiz.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; dezenfektan ürünleri hastalığın yayılmasını, bulaşmasını, enfeksiyon oluşumunu önlemek ve hijyen sağlamak için mutlaka kullanılmalıdır.